ÖZEL GÜVENLİK TARİHÇESİ |
12 Eylül 1980 askeri müdahalesini öncesinde İstanbul’u şaşkına çeviren terör olaylarının yoğunlaştığı dönem henüz hafızalardaki yerini korumaktadır. O günkü anarşik olaylar karşısında koruma amacıyla neredeyse her ticarethanenin ve bankanın kapısında polis ya da jandarma bulundurmak sistematik bir zorunluluk haline getirmişti. 1980 yılında İstanbul’da birinci Ordu ve sıkı yönetim komutanı ,sayın orgeneral Necdet ÜRUĞ ’un güvenlik güçlerinin amaçları doğrultusunda kullanılmayıp , ana güçte bir zafiyete yol açtığı düşüncesinden hareketle yaptığı çalışmalar , 2495 sayılı özel Güvenlik yasasının doğmasına yol açmıştı. Esasen dünyada 1836 Tanzimat fermanıyla işlevine son verilen Yasakçı adı altında ilk özel güvenlik kurumuna Osmanlı döneminde rastlanır. Türkiye’ye akredite yabancı dost ülkelerin Sefaret ve konsolosluklarında Yasakçı adı altında güvenlik görevlilerinin istihdamına müsaade veriliyordu. Bu sistemin işleyişinde ; Devlet,yabancı misyon ve güvenlikçi arasında sık, sık güven bunalımları meydana geliyordu. Geçmişin tecrübeleri ve modern dünyada uygulan özel güvenlik sistemleri dikkate alınarak 2495 sayılı yasa uygulamaya konuldu. Zamanla , 2495 sayılı yasanın uygulamadaki katı yaptırımları ve bazı durumlarda verilen disiplin cezalarının yetersizliği ,cezaların yönetmeliklerle belirlenmiş bölümlerinden bazılarının caydırıcılıktan yoksun olduğu gerçeğiyle karşılaşıldı. Bunun yanında , güvenlik prensiplerinin tam bir biçimde uygulanamadığının saptanması durumunda bile disiplinsizliğe neden olan kişilerin tekrar göreve devamı gibi güvenliğin ana ruhuyla çelişen ve disiplinsizliğe yol açan bir çok pürüzlerin ortaya çıkması da 2495 Sayılı yasanın ciddi bir revizyondan geçmesine veya yeni bir yasanın çıkartılması özlemini artırdı. 2495 sayılı yasanın getirdiği katı tedbirler ve uygulamadaki güçlükler verimdeki yetersizlikler,Türk ticaret kanuna uygun bir biçimde Özel güvenlik şirketlerin doğmasına neden oldu. Ancak bir eksik vardı :Bu şirketler yasal birer kuruluş olmalarına rağmen , devletle ilişkilerinde denetim emir ve komuta bağlantıları açısından, hukuki bir prosedüre bağlanmamışlardı . Aralarında devletin denetimi şöyle dursun kendi öz denetimi yapama- yanlar bile bulunuyordu. Devlet- İşveren ve Özel Güvenlik üçlü sistem bütününün ilişkile- rinde yasal bir bağın kurulması zorunluydu. Nitekim ,Devletin teşvikiyle Yasa koyucu 5188 sayılı Özel Güvenlik Yasasını çıkarttı ve bu yasa 26 haziran 2004 tarihinde yürürlüğe girdi. Yasanın eğitimle ilgili bölümü-nün gerektirdiği müfredat programına göre eğitilen , polise yardımcı personelden oluşan ve sayıları 350 bin kişiye ulaşan özel güvenlik sektörü meydana geldi. Bu sayının kısa sürede aritmetik bir ölçekle daha da artacağı ön görülmektedir. Güvenlik konseptinin gerektirdiği bünyeden doğan bazı sakıncalar, grev ve lokavt haklarının güvenlik işçilerine ve işverenine tanınmasına engel teşkil etmekteydi. İşveren –Çalışan ve Devlet arasındaki , yasal bağların kurulması ve işletilmesi gerekliydi. İşte bu noktalardan hareketler örgütlü toplum olma yoluna gidildi. Federasyon bir yıllık yasal süresi dolduğu için önemli bir atılımla bu günlerde “TÜRKİYE ÖZEL GÜVENLİK DERNEKLERİ FEDERASYONU “ olma yolundadır. Önemli bir sektör haline gelen “özel güvenlik topluluğu” , bugün itibariyle 26.000 iş yerinde , 850 ye yakın özel güvenlik şirketi 350.000 ne yakın çalışanıyla sosyal ve ekonomik alanda azımsanmayacak bir güce sahiptir. Yasa yapıcının 5188 sayılı özel güvenlik yasasıyla ortaya koyduğu kurallar ve cezai yaptırımların uygulamayla çeliştiği ve bir çok durumda devlet ilgililerinin yoğun işleri dolayısıyla gecikmelerden doğan aksaklılıkların yasa yoluyla giderilmesi çalışmaları Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi ,Özel Güvenlik Şubesinin yakın desteğiyle sürdürülmektedir. Bu yıl ilki kutlanan bir özel güvenlikçiler günü ilan edilmiştir.5188 sayılı Özel Güvenlik Yasasının yayın tarihi olan 26 Haziran 2004 tarihi başlangıç alınmış , bir var oluş anısı olarak her yıl ,26 Haziran günü kutlamalarının tekrarlaması kararına varılmıştır. |